DENTAL İMPLANT NEDİR?
Dental implantlar, çeşitli biyolojik materyallerden yapılmış suni köklerdir. Değişik formlarda olabileceği gibi günümüzde genellikle bir vidaya benzeyen implantlar kullanılmaktadır. Lokal anestezi altında cerrahi bir işlemle çene kemiğine yerleştirilirler.
Günümüzdeki dental implantlar, doğal dişlerden farklı olarak, çene kemiğine direkt olarak birleşirler.
Bu birleşimin gerçekleşmesi için ortalama cerrahi işlemden sonra 1-5 ay kadar beklemek gereklidir. Bu süre içerisinde, hastalara geçici protezler teslim edilebilir.
İMPLANT DESTEKLİ HAREKETLİ PROTEZLER
İmplant destekli hareketli protezler, sabit protezlerin yapılamadığı durumlarda; özellikle önceki hareketli protezlerin düşmesinden ve/veya hareket etmesinden şikayetçi olan hastalara uygulanmaktadır.
Bununla birlikte, ileride sabit protez kullanabilme durumu olmakla birlikte, tedavinin maliyetini karşılayamayacak durumda olan hastalara da uygulanabilir. Bu protezleri desteklemek için genellikle en az iki adet implant'ın kullanılması önerilmektedir.
Bu protezlerde kaide malzemesi olarak akrilik rezin kullanılabileceği gibi, bir metal kaide de kullanılabilir.
Destek doku ve implantlara çiğneme kuvvetlerinin daha az iletilmesi için akrilik rezin takım dişlerin kullanılması tercih edilmektedir. Protezler implantlara bazı tutucu elemanlar ile birleştirilir.
Bu protezler hasta tarafından çıkarılabilen protezlerdir. İmplant-tutucu eleman çevresinin ve protezin temizlenmesi için öğünlerden sonra çıkarılması ve hekim tarafından önerilen teknikte hijyen gereksinimlerinin karşılanması gerekmektedir. Geleneksel hareketli protezler gibi (tam protez veya hareketli bölümlü protezler) gece kullanılmamaları önerilmektedir.
AĞIZ, DİŞ, ÇENE HASTALIKLARI VE CERRAHİSİ
• Gömük Dişler
Dişlerin Çekim Nedenleri
• Dolgu veya protez yapılamayacak kadar harap olmuş dişler
• Kanal tedavisinin yapılamadığı akut veya kronik iltihaplı dişler
• Dişlerin kemik desteklerini aşırı ölçüde kaybettiği periodontal (diş eti) hastalığı bulunan dişler
• Apikal rezeksiyona (kök ucunda iltihabı olan dişleri ameliyat ile kök ucunun kesilmesi) cevap vermeyen dişler
• Herhangi bir fonksiyonu olmayan ağız içinde kalmış kökler
• Ortodontik tedavide (tel tedavisi) çekimi gerektiren dişler
• Daimi dişler mevcut iken normal zamanında düşmeyen persiste süt dişleri
• Sürnümerer (fazla) dişler
• Maksiller sinüs infeksiyonuna yol açan sinüsle bağlantılı dişler
• Fokal infeksiyona (mikroorganizmaların infeksiyon odağından yani dişten kan veya lenf yolu ile başka organ ve dokularda infeksiyona yol açması) neden olacak dişler
Diş Çekimi Sonrası Yapmanız Gerekenler
• Tamponu yarım saat süre ile ısırın.
• Tamponun çıkarılmasını takiben aspirin ve türevleri hariç olmak üzere uygun bir ağrı kesici ilaç alabilirsiniz.
• Çekimin yapıldığı gün boyunca çok sıcak yiyecek ve içecek tüketmeyiniz.
• Çekimin yapıldığı gün boyunca sigara ve alkol kullanmayınız.
• Çekimin yapıldığı gün boyunca ağzınızı sıkça çalkalamayınız ve gargara yapmayınız.
• Çekim yapılan bölgeyi 2 gün süre ile fırçalamayınız.
• Hekiminiz size reçete vermediği taktirde ilaç kullanmanıza gerek yoktur.
• Çekimi takiben iki gün ve daha fazla süre ağrının varlığı durumunda doktorunuza başvurunuz.
Gömük Dişler
• Sürme zamanı geldiği halde, diş dizisinde yer almayarak mukoza veya kemik altında kalan dişlere gömük dişler denir.
• Gömük kalmış dişler hastanın protez kullanımına bağlı olarak gelişen bası nedeniyle sonraki dönemlerde de sürme eğilimi gösterebilirler.
Gömük Dişler Dişler Neden Gömük Kalırlar?
Lokal Nedenler
• Uzun süren iltihapların dişin üzerindeki mukozayı kalınlaştırması
• Komşu dişlerin baskısı
• Kemiğin çok yoğun olması
• Anormal pozisyonlar
• Çenede yer darlığı
• Daimi dişlerin etrafında fazladan diş veya kistik oluşumların bulunması
• Çene kemiğinde enfeksiyonlar
• Süt dişlerinin gereğinden fazla ağızda kalması
• Süt dişlerinin vaktinden önce kaybı
• Genetik nedenler
• Hamilelik döneminde anenin geçirmiş olduğu hastalıklar (kızıl, kızamık, suçiçeği gibi) ve kullanmış olduğu ilaçlar
• Kansızlık
• Tüberküloz
• Damak yarıkları
• Yirmi yaş dişleri (üçüncü büyük azı dişi veya akıl dişi) ağzımızda en son süren dişler olduğu için gömüklükleri en sık görülen dişlerdir.
Radyografik Değerlendirme
Gömülü dişin şeklinin, komşu anotomik boşluklara yakınlığının ve etrafında bir patolojik durumun olup olmadığının tespiti için radyografik değerlendirme gereklidir. Radyografik değerlendirme için periapikal, okluzal ve panoramik radyografiler kullanılmaktadır.
Gömük Dişlerin Çekilmesini Gerektiren Durumlar Nelerdir?
• Komşu dişlere zarar veren gömük dişler
• Enfeksiyon riski oluşturan gömük dişler
• Ortodontik tedaviye engel olan dişler
• Kist ve tümör gibi patolojik oluşumlara neden olan veya bu oluşumların içinde bulunan gömük dişler
• Fokal enfeksiyon odağı oluşturan gömük dişler
• Nedeni bilinmeyen ağrılara(kulak ağrısı, çene eklemi ağrısı) neden olan gömük dişler
• Ağız açıklığının kısıtlanmasına neden olan dişler
• Kırık hattında bulunan gömük dişler
Gömük Dişerin Ameliyatı Sonrası Yapmanız Gerekenler
• Tamponu yarım saat süre ile ısırın.
• Ameliyatın yapıldığı gün boyunca ameliyat bölgenize dışarıdan soğuk uygulaması yapınız.
• Ameliyatın yapıldığı gün boyunca sıcak yiyecek ve içecek tüketmeyiniz.
• Ameliyatın yapıldığı gün boyunca sigara ve alkol kullanmayınız.
• Ameliyatımn yapıldığı gün boyunca sıcak duş ve banyo yapmayınız.
• Ameliyatın yapıldığı gün boyunca ağzınızı sıkça çalkalamayınız ve gargara yapmayınız.
• Ameliyatı takiben 1 hafta süre ile ya da dikişleriniz alınana kadar ameliyat bölgenizi fırçalamayınız.
• Hekiminizin size verdiği reçetedeki ilaçları ameliyatı takiben kullanmaya başlayınız.
• Ameliyatı takiben iki gün ve daha fazla süre ağrının mevcudiyeti durumunda hekiminize başvurunuz.
• Dikişlerinizin alınması için ameliyat gününden 1 hafta sonra kliniğimize geliniz.
Apikal Rezeksiyon
Apikal rezeksiyon, kök ucunda iltihabı olan dişlerin ameliyat ile kök ucunun kesilmesi, bu bölgedeki patolojik oluşumların çıkarılması ve aynı esnada kök kanal veya kanallarının bakterilerden arındırılıp doldurulması işlemidir.
Apikal Rezeksiyon Ameliyatı Hangi Durumlarda Yapılır?
• Diş kökünde aşırı eğrilik, perforasyon (delinme) veya kök kanalı içinde kalsifikasyon bulunması nedeniyle kanal tedavisinin tam olarak yapılamaması
• Kök ucu tamamen kapanmamış yani gelişmini tamamlayamayan dişlerde kök kanal temizliğinin ve dolgu maddesi uygulanmasının başarılı bir şekilde yapılamayacağı dişlerde
• Kök kanalına dişin üzerinden ulaşılamadığında (kuron veya köprü protezleri yani kaplamaların varlığında) kanal tedavisi yapılamadığı durumlarda
• Kök kanal tedavisi sırasında alet kırıldıysa, kırılan aletin mutlaka çıkarılması gerekiyorsa, aleti çıkarmak gerektiğinde
• Dişin kök ucunda kistik oluşumların meydana geldiği durumlarda
• Diş kökünün kemik içerisindeki 1/3 uç kısmının kırılması durumlarında
Apikal rezeksiyon sonrası iyileşmenin değerlendirilmesinde en gerçekçi ölçüler periapikal radyografi ve klinik belirtilerdir. Bu nedenle hastaların takibi gereklidir.
Kistler
Kist, merkezden çevreye genişleyerek büyüyen, çeper ile çevrili patolojik bir boşluktur. Kistlerin büyürken oluşturdukları başınç komşu dişlerin köklerinde rezorpsiyonuna neden olur, çok fazla büyüyen kistlerde komşu dişlerin kaybı görülebilir.
Kistler Nasıl Meydana Gelir?
Kistler, embriyolojik gelişim sürecinde dokular içine yerleşen hücre artıklarından gelişebildikleri gibi, enfekte kök kanalından gelişen irritasyon sonucu kök ucu bölgesinde meydana gelen patolojik değişiklikler ile veya kök ucunda kistik lezyonu bulunan dişlerin çekimi sonrası çene kemiği içinde bu lezyonun kalması sonucunda da gelişebilir.
Kist Ameliyatları
Kist ameliyatlarında temel ilke tüm kistin çeperi ile birlikte çıkarılmasıdır. Kist lezyonu ile ilişkili olmayan komşu diş kökleri korunmalı ve kist içerisinde bulunan dişlerin apikal rezeksiyon yöntemi ağız içerisinde kalması sağlanmalıdır.
Bazı kist tiplerinde kistin kendi oluşturduğu basınçla ittiği ve gömük kalan dişlerin sürmesinin (çıkmasını) sağlamak amacıyla kist içerisine diren yerleştirilir. Bu diren her hafta değiştirilerek kist içindeki basıncın azaltılmasını, kist çevresinde yeni kemik oluşumunu ve gömük kalan dişlerin sürmesini sağlar. Kist tedavisinin fonksiyonel veya estetik sorunlara yol açmaması gereklidir.Bu nedenle büyük kist boşluklarının uygun kemik greftleri (kemik tozu) ve membranlar(bariyer) ile rekonstrüksiyonu gereklidir. Protez için çene kemikleri ve yumuşak dokuların düzenlenmesi (Preprotetik Cerrahi İşlemler) Protez yapılmadan önce yumuşak ve sert dokuların daha iyi bir duruma getirilmesi amacıyla yapılan cerrahi işlemlerdir.
Bunlar;
• Çene kemiğinin üzerinde bulunan girinti ve çıkıntılar (Bunlar hareketli protezlerin kullanımı sırasında sürekli olarak vuruk yaralarına neden olur) düzeltilmesini
• Torusların (gelişimsel kemik büyümeleri yani lobuler kemik çıkıntıları) giderilmesini
• Frenektomiyi (dil ve dudak bağlarının kaldırılması)
• Protez kenarlarının mukozayı irrite etmesine bağlı olarak gelişen oluşumların (protez kenarı uru, irritasyon fibromu) alınmasını
• Erken yaşlarda diş kaybı ile birlikte uzun yıllar aynı protezi kullanan hastalarda çiğneme baskılarının kemiğe dengesiz iletilmesi sonucu kemik rezorpsiyonu ile birlikte çene kemiği üzerinde meydana gelen hareketli dokuların (mobil kretlerin düzenlenmesi) alınmasını içerir.
Çene kemiğinin tepesine yapışık olan dudak bağları (frenum) dişsiz hastalarda protez sınırlarının olması gerektiğinden daha kısa olmasına ve bu da protez tutuculuğunun azalmasına neden olur. Dişli hastalarda ise bu dudak bağı (frenum) iki diş arasında aralık oluşmasına (diastema) neden olur. Dil bağı (frenum) ise dil hareketlerini kısıtlayacak ve konuşmayı olumsuz etkileyecek biçimde kısa olabilir. Bu nedenle dil ve dudak bağları, fonksiyonel ve estetik sorunlara neden oldukları durumlarda cerrahi olarak giderilmeleri gereklidir.
Biyopsi
Ağız içinde meydana gelen oluşum veya lezyonların histopatolojik özelliklerinin incelenmesi ve teşhis koyulabilmesi için o bölgeden parça alınması işlemidir.
Hangi durumlarda biyopsi alınmalıdır?
• Herhangi bir neden olmadan 3 haftadan daha uzun süre devam eden lezyonlar
• Lokal irritasyon faktörlerini kaldırtıktan sonra ve lokal tedavi uygulanıktan sonra 10-14 gün ve daha uzun süre devam eden iltihabi lezyonlar
• Yüzey dokularda inatçı hiperkeratotik (beyaz renkli) lezyonlar
• Gözle görülen veya palpasyonda (elle muayenede) hissedilen doku içindeki tümöral büyümeler
• Uzun süre devam eden ve sebebi bilinmeyen iltihabi değişiklikler
• Lokal fonksiyonları (çiğneme, konuşma vb.) engelleyen lezyonlar
• Klinik ve radyolojik olarak tam tanı konulamayan kemik lezyonları
• Malignite şüphesi uyandıran lezyonlar
BEYAZLATMA( BLEACHİNG) NEDİR?
Çeşitli nedenlerle renk değiştirmiş dişleri beyazlatmak veyakişiye özel diş
rengini birkaç ton açmak için kullanılan bir oksijenasyon yöntemidir.
Dişlerin doğal renkleri yıllarla, dış etkenlerle koyulaşır.
Dişlerdeki renklenme 2 çeşittir.
1- İç renklenme: Dişin içine işlemiş ve fırçalama ile çıkarılamayan renklenmelerdir. Dişlerin oluşumları esnasında meydana gelen yapısal bozukluklar da bu sınıfa girer.
2- Dış lekelenmeler: Diş yüzeyine bazı gıdalardan, sigara, çay, kahve gibi boyayıcı maddelerden yapışan renklenmelerdir. Çoğunlukla diştaşı temizliği ve sonrasında yapılan profesyonel fırçalama ile bu lekelerden kurtulmak mümkündür.
Farklı renklenmeler farklı tedaviler gerektirir. Bu nedenle ne tip bir uygulama yapılması gerektiğine diş hekimlerimiz ile birlikte karar vermeniz en doğrusudur.
Beyazlatma (bleaching) işlemi nasıl yapılır?
Beyazlatma dişlerin yapısında oluşan renklenmeleri giderme işlemidir. Şu anda bilinen iki değişik diş beyazlatma yöntemi vardır. Bunlardan ilki hastanın kendi başına uygulayabileceği bir yöntemdir, aşamaları şöyledir:
• Hekimin ağızdan ölçü alıp, dişlerinizin üzerine takabileceğiniz ince lastik kalıpları hazırlatması,
• Hastanın kendisi için hazırlanmış özel kalıbın içerisine ilaç yerleştirerek bu kalıbı beyazlatılacak dişlerin üstüne günde en az 6 - 8 saat takması (tercihen uykuda),
• Tedavinin ortalama 1 - 4 hafta içinde sonlandırılması.
İkinci yöntem ise klinikte bir hekim tarafından yapılan beyazlatmadır ki aşağıdaki şekilde uygulanır:
• Ağartıcı ilaç bu işlem hakkında deneyimi olan bir hekim tarafından diş üzerine yerleştirilir.
• İlgili dişin üzerine beyaz renkli ışık kaynağı belli bir süre tutulur.
• İşlem bittiğinde sonuç hemen gözlenir.
Her iki yöntemde etkin olmasına rağmen tercih, renklenmenin derecesine, tedavinin ne kadar çabuk sonlandırılmak istendiğine ve hekimin görüşüne bağlıdır
Güvenli midir?
Evet!
Yapılan araştırmalara göre, dişlerin beyazlatılması diş hekiminizin gözetimi altında yapılırsa güvenlidir.
Dişler beyazladıktan sonra eski haline döner mi?
Dişler her zaman için eskisinden daha beyaz olacaktır. Ancak, hastaların alışkanlık ve ağız bakımına bağlı olarak pekiştirme tedavisi gerekebilir.
Tedavi sırasında nelere katlanmak zorunda kalacağım?
Eğer sigara içiyorsanız lastik kalıp ağzınızda iken sigara içmemeniz (ev ağartması için geçerli). Tedavi'nin bitmesi ile ortadan kalkacak hafif soğuk sıcak hassasiyeti.
Beyazlatılan dişler ne kadar süre beyaz kalır?
Farklı diş beyazlatma (bleaching) metotlarıyla beyazlatılan dişler bir kaç yıl beyaz kalır. Fakat bu süre kişiden kişiye değişir. Yeme-içme alışkanlıkları, sigara ve fırçalama alışkanlığı dişlerin beyaz kalma süresini etkiler.
Şu unutulmamalıdır ki, bleaching her zaman istediğiniz beyazlığı sağlamayabilir. Beyazlama oranı dişlerinizin beyazlatma işlemi uygulanmadan önceki tonuna bağlıdır ve kişiden kişiye değişir. Bu yüzden diş hekiminiz ile beklentilerinizi önceden konuşmalısınız.
Estetik Diş hekimliği - Gülümseme Tasarımı
Estetik diş hekimliğinde hedef, kişinin yüzüyle uyumlu, doğal görünümlü form ve zevkte yapay dişler yaratabilmektir.
Doğallıktan uzak, abartılı form ve renklerdeki yapay dişler, ilk bakışta amatör bir göz tarafından bile hemen fark edilir.
Bu nedenle estetik diş hekimliğinde, titiz bir hazırlık ve planlama evresi gereklidir.
Klinik ve Radyolojik Muayene: Estetik çözümlere geçmeden önce ağız ve diş sağlığının değerlendirilmesi amacıyla genel bir ağız ve diş muayenesi yapılır. Hastanın tüm ağız rontgeni (Panoramik röntgen) alınarak nasıl bir yol izleneceğine karar verilir.
Model: Üst ve alt çeneden ölçüler alınarak dişlerin ve çevre dokuların modeli elde edilir. Ve modeller üzerinden değerlendirme yapılır.
Fotoğraflama: Yüz, gülüş, profil ve ağız içi fotoğrafları alınarak her açıdan görüntü elde edilir.
Planlama: Hastadan alınan fotoğraf ve modeller üzerinde dişlerin ve diş etlerinin estetik açıdan sorunlu olan bölgeleri tüm yüz bölgesi düşünülerek değerlendirilir.
Bu değerlendirmeler sırasında hastaya kendi fotoğrafları ve modelleri üzerinde estetik açıdan sorunlu olan sahaları gösterilir, sorunların nasıl giderilebileceği konusunda bilgi verilir ve hastanın estetik düzenlemesi ile ilgili tedavisinin planlaması yapılır.
Eğer mevcut estetik sorunların giderilebilmesi için kapsamlı bir tedaviye ihtiyaç duyuluyorsa, diş eti hastalıkları ve ortodonti uzmanlarıyla beraber gerekli konsültasyonlar yapılır. Hastanın da beklentileri doğrultusunda yüz ve dudak yapısına uygun yeni bir gülüş tasarlanır.
Ağzından alınan ölçüler ile laboratuvar ortamında oluşturulan modeller üzerinden tasarlanan gülüş hastaya gösterilebilir. Ayrıca önceden yapılmış gülüş tasarımları ile ilgili fotoğraflar da gösterilir. Bu sayede hasta benzer sıkıntıları yaşamış olan kişilerin ilk hallerini ve tedavi sonrasında elde edilen sonuçları görebilir.
Gingivektomi (Diş Eti Seviyelerinin Düzenlenmesi) :Güldüğümüzde diş boylarının kısa olması nedeniyle diş etlerinin aşırı göründüğü veya dişetlerinin asimetrik olduğu durumlara sıkça rastlarız.
Bu gibi durumlarda diş eti hastalıkları uzmanlarının yapacağı basit bir müdahale ile diş boyları uzatılabilir veya diş eti simetrik hale getirilebilir.
Diş eti armonisi sağlandıktan sonra gerek duyulduğu hallerde protez uzmanlarının yapacağı müdahalelerle dişlerde çeşitli estetik düzenlemelere gidilebilir.
Diş Beyazlatma (Bleaching) :Diş rengi doğuştan koyu olan veya sonradan çeşitli nedenlerle diş rengi sararmış hastalarda uygulanabilir.
İki şekilde uygulanır:
Home (ev) tipi : Ağızdan alınan ölçüye göre ağız için özel plak hazırlanır. Hekim tarafından hastaya verilen özel jeli hasta belli periyotlarla kendisi uygular.
Office (klinik) tipi :Klinik ortamında diş etleri izole edildikten sonra dişlere sürülen özel bir jel ışık cihazıyla aktifleştirilir.Ayrıntılı bilgiyi diş beyazlatma bölümünde bulabilirsiniz.
Ortodonti çapraşık dişlerin düzeltilmesi, diş, çene ve yüzdeki uyumsuzlukların giderilmesi ile ilgilenen bir bilim dalıdır.
Ortodontistler çene kemiğinizin ve dişlerinizin doğru yerde ve doğru konumda yerleşmesini sağlar. Dişlerdeki çapraşıklıkların düzeltilmesi ile önemli bir estetik güzellik sağlandığı gibi, ağız ve diş sağlığına da pek çok katkıda bulunulur.
Çapraşıklıkların giderilmesi ile bu bölgelerin daha kolay ve etkili temizlenmesi sağlanır, böylece çürük ve dişeti hastalıklarının önüne geçilmiş olur.
Ayrıca dişlerin ve çenelerin birbiriyle kapanışları düzeleceği için daha sağlıklı çiğneme fonksiyonu kazanılmış olur. Çocuğunuz yaklaşık olarak 7 yaşına gelince, bir ortodonti uzmanı tarafından böyle bir tedaviye ihtiyacının olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
TEDAVİ:
1-SABİT ORTODONTİK APAREYLER:
Diş üzerine yapıştırılan braketler ile yapılan tedavi şeklidir. Braketler metal yada porselenden olabilir. Özellikle diş renginde olmaları nedeni ile porselen braketler estetik olarak hiçbir rahatsızlık vermezler.
2-HAREKETLİ ORTODONTİK APAREYLER:
Hastanın kendisinin takıp çıkarabildiği apareylerdir. Daha basit vakalarda uygulanırlar.
3-ÇENE ORTOPEDİSİ:
Alt ve üst çenenin birbirine göre bozulan ilişkilerini küçük yaşlarda yüze takılan özel apareylerle düzeltmeyi amaç edinen bir ortodonti alanıdır. Çoğu zaman ortopedik tedavi ve Ortodontik tedavi birlikte yürütülür.
4-ORTOGNATİK CERRAHİ:
Ortodontik veya ortopedik tedavi ile düzeltilemeyecek durumlarda ortognatik cerrahiye başvurulur. Çene ve yüzde oluşan bozukluklar doğuştan yada kaza ve hastalıklara bağlı olarak sonradan ortaya çıkabilmektedir. Çenelerin birbirine ve yüze göre uyumsuzluğu hastalarda hem estetik hem de fonksiyonel rahatsızlıklara yol açmaktadır.
ORTODONTİK TEDAVİ SIRASINDA DİŞLER NASIL HAREKET EDER?
Diş üzerine braket ve tellerle bir kuvvet uygulanır. Böylece kuvvetin yönünde bir hareket oluşur. Hareket eden dişin önünde geçici bir süre için kemik dokusunda bir yıkım olur, hareketin aksi yönünde ise yeni kemik dokusu yapılır. Böylece yeni yerlerini alan dişler, yeni bir kemik yuvasına da otururlar.
ORTODONTİK PROBLEMLERİN NEDENLERİ:
1.Beslenme Bozuklukları: Yeterli beslenemeyen kişilerde, çene ve yüz yapısında hacimsel küçülme meydana gelecek ve normal hacimdeki dişler küçük çenelerde gerekli yeri bulamayacakları için çapraşıklıklar, rotasyonlar (dönme), hatta gömüklük olguları görülecektir.
2.Ağızdan Nefes Alma: Kronik iltihaplar ve benzeri nedenler,uzun süre devam ederse bademcikler aşırı derecede büyüyebilir. Bu durumda solunum yolları daralır ve nefes alma güçlüğü meydana gelir. Bu güçlüğü yenebilmek ve o bölgedeki hava geçiş yolunu genişletebilmek amacıyla çocuk alt çenesini ve buna bağlı olarak dilini öne alma zorunluluğu duyar.
Bu durum, uzun süre devam edecek olursa alt çenenin öne doğru konumu yerleşir. Dil ön dişler arasına girer ve dişlerin sürmelerine engel olursa açık kapanış meydana gelir. Hasta burundan nefes alamıyor ise ,üst çenenin büyüme potansiyeli üzerinde negatif etki oluşabilir.
3.Parmak Emme: Yeni doğmuş bir bebekte oldukça gelişmiş bir emme mekanizması vardır. Emme içgüdüsü tatmin edilmemiş bir bebek, bu ihtiyacını gidermek için bazı alışkanlıklar edinir. Anne sütü ile 9-18 ay beslenen çocuklarda çoğunlukla bu alışkanlık görülmez.
Yapılan araştırmalar parmak emmenin yaşamın ilk birkaç haftasında açlığa bağlı olarak geliştiğini göstermiştir. Dişlerin sürmeye başladığı dönemde lokal irritasyonlardan doğan ağrı, parmak emme yoluyla giderilebileceğinden bu alışkanlığın dişlenmeye yardımcı olduğu düşünülebilir. Parmak emme yaşla azalır.
Parmak emmenin nedenleri:
Ani olarak anne memesi veya biberondan kesilme,
Bebek beslenirken emmesini çok kısa sürede sonlandırmak,
Bebeğin beslenmesini uzun aralıklar olacak şekilde değiştirmek.
Parmak emme alışkanlığının tedavisi için kesin bir yaş bulunmamaktadır, her çocuk için ayrı ayrı bir programlama düşünülmelidir. Alışkanlığın derecesi, çocuğun geçmişi zaman ayarlanmasını etkiler. Genel olarak parmak emme 3.5 yaşından sonrada devam ediyor ise tedavisine başlanmalıdır.
Bu alışkanlığı sürdüren çocukta, emilen parmağa ve sayısına göre etki alanında bulunan alt ve üst dişlerde yer değiştirmeler ve kapanış düzensizlikleri görülecektir.
4. Yalancı Emzik: Fizyolojik özellikleri olan bir emziğin 1.5 yaşına kadar emilmesi zararlı değildir. Hatta çocuğun parmak emme gibi kötü bir alışkanlık edinmesini önleme yönünden yararlıdır.Yalancı emzikler sürekli olarak kullanıldıkları zaman, etki alanları içindeki dokulara uzun süreli anormal etki yapacağı için o bölgelerde düzensizlik ve çeşitli kapanış bozukluklarına neden olmaktadır.
5. Diş sıkma, tırnak yeme, kalem ısırma, dudak ısırma gibi kötü alışkanlıklar.
6. Süt dişlerinin erken kaybı.
7. Diş kaybına bağlı olarak meydana gelen düzensizlikler.
8. 20 yaş dişlerinin öndeki dişleri sıkıştırmasına bağlı düzensizlikler.
9. Genetik olarak yatkınlık.
10. Hormonal düzensizlikler, sistemik hastalıklar.
YETİŞKİNLERDE ORTODONTİ
Ortodontik tedavi için yaş sınırlaması yoktur. Dişleri çevreleyen kemikleri sağlıklı olan herkese Ortodontik tedavi uygulanabilir.
Ayrıca artık braketler diş renginde porselenden yapılmaktadır. Böylece braketlerinizi kolay kolay kimse fark edemez. Tedavi, hastanın problemi ve yaşına göre 3 ay ile 30 ay arasında sürer.
NEDEN ORTODONTİ?
Çapraşık dişlerle ağız hijyeni sağlamak daha güçtür ve bu yüzden dişeti rahatsızlıkları ve çürükler daha kolay oluşur.
Çapraşıklıkta ve eklem ilişkisi bozuk olduğunda çiğneme tam yapılamaz sindirim sisteminde bir takım problemler başlar.
Alt ve üst dişlerin birbiriyle tam uyumlu olmadığı durumlarda, çene eklemine veya tek bir dişe fazla yük gelerek ağrılı ve tedavisi zor problemlere yol açabilir.
Estetik olarak özellikle bazı vakalarda inanılmaz değişiklikler yaratılabilir.
Ortodontik braketler gülüşünüzü düzenlemek ve sağlığınıza kavuşmak için en iyi seçeneklerden biridir.
ORTODONTIK TEDAVİNİZ SIRASINDA DİKKAT ETMENİZ GEREKENLER
Braketler yiyecek ve bakteri plağının kolayca toplanmasına sebep olurlar. Bu yüzden ağız bakımı büyük önem taşır.
Orta yumuşaklıkta bir fırça kullanmak gerekir. Özel ortodontik fırçaların kullanılması da yararlı olur.
Superfloss diş ipi kullanmak hijyenin tam sağlanması açısından büyük önem taşır.
Ağız hijyeninizi sağlamak için size yardımcı olacak diğer bir yardımcı materyal ise interdental fırçadır.
Ayrıca ağız gargaraları fırça ve diş ipinin yanında yardımcı olarak kullanılabilir, ama unutmayın ki asla fırça ve ipin görevini göremezler.
Elma, havuç gibi sert yiyecekler bıçakla kesilerek yenmelidir. Yoksa braketlerin kırılmasına neden olabilirler.
Özellikle kabuklu ve sert çerezler braketlerin kırılmasına sebep olabileceği için bunların tüketilmesinden kaçınılmalıdır.
Karamel gibi yapışkan yiyecekler braketlere yapışıp hem çürümelere hem de braketlerin kırılmasına neden olabilir. Bu dönemde diş eti sağlığınız açısından rutin kontrolleriniz büyük önem taşımaktadır.
Dolgu Nasıl Yapılır?
Günümüzde kullanılan dolgu maddelerinin çoğu sadece dişe tutunur, yapışmaz. Bu nedenle diş hekimleri dolgu yaparken bazı tutucu önlemler alırlar. Bu önlemler özel tutucu oyukların hazırlanmasıyla mümkün olur. Dolgu yaparken ana kural olarak iyi bir kavite (oyuk) hazırlanır; ve dişe yapılacak dolguyla çürümeden önceki doğal biçimi tekrar verilmeye çalışılır.
Hangi Dolgu Maddeleri Seçilir?
Dolgu maddesini seçerken diş hekimleri maddenin arka dişlerde çiğneme basıncına dayanabilmesini; ön dişlerde mümkün olduğunca fark edilmemesini; dişe ve diş özüne zarar vermemesini göz önüne alırlar. Şimdi sizlere birkaç tip dolgu maddesi hakkında bilgi vermek istiyoruz:
1.Amalgam Dolgular (Metal Dolgular)
Çok dayanıklı ve ekonomik bir dolgu maddesidir; fakat görünümü estetik değildir. İçinde % 70 gümüş, % 23 kalay, az miktarda bakır ve çinkodan oluşan tozun cıva ile karıştırılmasıyla hazırlanır. Karışım diş hekimi tarafından hazırlanan kaviteye yığılır ve dolgu birkaç saatte sertleşir.
2. Kompozitler (Beyaz Dolgu)
Estetik dolgu maddeleridir (bonding); fakat amalgam kadar dirençli değillerdir. Daha çok ön dişlerde kullanılırlar. Arka grup dişlerde de güçlendirilmiş kompozit dolgular kullanılmaktadır.
3. İnlay Dolgular
Inlay dolgu İnlay diş dolguları döküm dolgulardır. Dolgu için şekillendirilmiş oyuğun (kavite) ölçüsü alındıktan sonra, laboratuarda altın veya porselenden hazırlanır ve dişe yapıştırılır.
Özel teknik ve çok hassas çalışma gerektirirler.
Kompozit dolgular diş renginde oldukları için, beyaz dolgu olarak da adlandırılırlar. İlk geliştirildiklerinde sadece ön dişlerde kullanılabilmelerine karşın, zamanla çiğneme kuvvetlerine dayanıklılığı arttırılıp, aşınma miktarları azaltıldığı için, artık arka dişlerde de kullanılabilmektedir.
Çocuklara uygulanan her türlü tedavi ve koruyucu diş hekimliği işlemlerini yapan, bu konuda özel eğitim almış diş hekimlerine pedodontist (çocuk diş hekimi), bu diş hekimliği dalına da pedodonti denir.
Pedodonti temelde 2 kısma ayrılır.
1- OLUŞMUŞ PROBLEMLERİN TEDAVİ EDİLMESİ
Çocuklarda diş çürümelerinden korunmanın birincil şartı, aşırı şekerli ve yapışkan maddelerin tüketiminden kaçınmaktır. Bir çürük meydana geldiğinde bunun nedeni tespit edilmeye çalışılmalı ve çocuğun diğer dişlerinin sağlığı korunmalıdır. Çocuklar küçük yaşlarından itibaren (6 ay- 1 yaş ) dişhekimine götürülmelidir. Çocuğun ağız ve diş gelişimi kontrol altında tutulmalıdır. Ayrıca küçük yaşlardan itibaren diş doktoruna götürülen çocuklarda, "dişçi korkusu" bulunmadığı tespit edilmiştir.
• ÇÜRÜK
Dişteki çürük kısım temizlenerek duruma göre kalıcı veya geçici dolgu ile tedavi edilir. Bazı durumlarda diş dolgu ile tedavi edilemeyecek kadar harap olmuştur. Dişin klinik ve radyolojik durumuna göre hekim gerekli olan tedaviyi uygular.
• KIRIK
Çocukluk çağlarında sürekli hareket halinde olan çocuklar, sık sık düşebilmektedir. Vücudunun her bölgesi gibi, ağız, diş ve çene bölgesi de risk altındadır. Bu risklerden korunmak, çeşitli yöntemlerle mümkündür. Diş hekiminizin hazırlayacağı basit bir ağızlık, yüzün alt kısmına gelecek bir travmanın yaratacağı hasarı engeller. Özellikle futbol, boks, kayak, basketbol, bisiklet, sörf gibi sporları yapan çocuklarda, üst çene dişleri üzerine takılan silikon şeffaf bir ağızlığın yastık etkisi yapması sonucu diş travmaları, kırıkları yada dudak, dil ısırma ve yırtılmaları engellenmiş olur.
Bu yaralanmalar içinde en sık karşılaşılanı dişsel yaralanmalardır. Ağız koruyucuları olmayan ve ön dişlerine darbe alan bir çocuğun dişi, aldığı darbenin kuvvetine bağlı olarak ya tamamen fırlar ya kırılır yada dişin canlı kısmı olan pulpası çeşitli derecelerde hasara uğrar. Bu hasar pulpanın ölümüne sebep olursa dişin rengi bozulur ve açık kahverengiden koyu griye uzanan bir renk oluşur.
• DARBE
Darbe sonucu diş yerinden ayrıldıysa;
Dişi temiz bir gazlı bez arasına koyup, tükürük ile ıslatarak hemen diş hekiminize gidin. Diş hekiminize hemen ulaşamayacaksanız gazlı bezi eczaneden alacağınız serum fizyolojik ile ıslatın ve en kısa zamanda bir diş hekimine ulaşın. En geç 1 saat içinde tedaviye başlanmış olması gerekliliğini aklınızdan çıkarmayın. Şartlar uygunsa diş hekiminiz fırlayan dişi yerine yerleştirecektir.
Ön dişlerde kırıklar oluştuysa;
Çeşitli darbeler sonucu dişlerden irili ufaklı parçalar kopabilir. Bulabildiğiniz tüm parçaları toplayıp, bulabiliyorsanız serum fizyolojik, bulamayorsanız tükürük içersine yerleştirin. İrili ufaklı bu parçaları diş hekimlerimiz inceleyip, uygun gördükleri takdirde tekrar montaj yapabileceklerdir. İnsanların kendi dişlerini kullanmaları, günümüz çağdaş diş hekimliğinin önem verdiği ilkelerden birisi haline gelmiştir.
Diş parçaları çok ufalandıysa veya kaybolduysa;
1. Kırılan kısım küçük ise, dişle aynı renk ve formda bir beyaz dolgu yapılır. Bu dolguların ağız içi dayanıklılıkları sınırlıdır. Çay, kahve kola gibi gıdalarla renk değiştirdikleri için, dolguların belli sürelerde yenilenmeleri gerekir. Dolguların yenilenme sıklığı kişinin ağız sağlığına ve temizliğine verdiği önlemede değişir.
2. Kırık büyükse, dişin yarısını ya da daha fazlasını kapsıyorsa ortalama 17 yaşından büyüklerde porselen laminate veneerler uygulanır. Porselen laminate veneerler hem çok dayanıklı hemde çok estetiktir.
17 yaşından küçüklerde ise diş ve çene gelişimi tamamlanmadığından porselen laminate veneerlerin uygulanması doğru değildir. Yine dişin tüm ön yüzeyini ve kırık bölümü içine alan kompozit laminalar yapılır. Kompozit laminalar bir süre sonra renkleşecekleri için yenilenmeleri gerekebilir.
Darbeden sonra herhangi bir problem görünmüyorsa:
Mutlaka diş hekimi tarafından detaylı muayene yapılmalı ve ilgili bölgeden röntgen çekilmelidir. Muayene ve röntgenden sonra herhangi bir bulgu olmasa bile belirli aralıklarla tekrar periapikal röntgen alınır ve eski filmlerle karşılaştırılır. Burada amaç dişin canlı bölümünde uzun vadede bir problem olup olmadığının tespitidir. Diş yıllar sonra bile renk değiştirerek canlılığını kaybeder. Böyle bir durum tespit edilirse kanal tedavisi uygulanarak diş kaybına yol açabilecek komplikasyonlar önlenir.
• DİŞ ÇEKİMİ
Bazı durumlarda çürük, dişin iç kısmındaki canlı (sinir-pulpa) bölüme kadar ilerler. Diş köklerinden çene kemiğine kadar iltihabi bir enfeksiyon meydana gelir. Bu durum çocuğun yüzünün şişmesine, şiddetli ağrıya sebebiyet verir. Vücuda zarar vermeye başlamış bu dişi ağızda tutmak çocuğun sağlığı açısından doğru değildir. Özellikle çürüyen diş bir süt dişi ise ve alttan gelen daimi dişin sürme zamanı çok yakınsa diş çekiminde hiç bir problem yoktur. Daimi dişin sürme zamanı yakın değilse, çekilen dişin yerine bir yer tutucu aparey yapılmalıdır.
Çürümüş diş süt dişlerinden birisi değil ise diş çekimi yapılmadan önce, dişin gerçekten çekilmesi gerekliliği detaylı bir şekilde araştırılır. Dişi çeneden ayırmak, son çare olarak görülmeli ve mümkünse alternatif çözümler üzerinde durulmalıdır. Dişin çekiminden başka alternatif bulunmuyorsa, diş çekilir. Diş çekildikten sonra oluşan boşluğu, çocuğun yaşına uygun ortodontik tedaviye başlanarak gidermek mümkündür. Boşluk diğer dişlerle kapatılmalı, alt ve üst dişler arasında doğru bir kapanış sağlanmalıdır. Çekilmiş bir daimi dişin yeri öylece bırakıldığında yandaki dişler bu boşluğa doğru eğilirler. Boşluğun karşısındaki diş boşluğa uzar ve bir diş yüzünden ağızın bütün dengesi bozulabilir.
2- PROBLEMLERİN OLUŞMASINI ENGELLEMEK AMAÇLI UYGULANAN KORUYUCU DİŞ HEKİMLİĞİ:
Günümüzde tıbbın her alanında olduğu gibi dişhekimliğinde de, problemi oluşmadan durdurma diyebileceğimiz koruyucu hekimlik önem kazanmıştır. Koruyucu diş hekimliği özellikle çocuklarda büyük önem taşır. Zahmetsiz, ucuz ve acısız uygulamalar olduğundan çocukların diş hekimi ile ilk karşılaşmalarının koruyucu diş hekimliği ile ilgili olması tercih edilir.
• HİJYEN EĞİTİMİ
Ağız diş bakımını eksiksiz yapmak ancak eksiksiz bilgi ile mümkün olur. Diş fırçalama ve diş ipi kullanımının öğretilmesi, beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilmesi ve ağız diş sağlığının öneminin anlatılmasını içeren hijyen eğitimi, eksik bilgi kalmamasını sağlar. Bu eğitim çocuklar için olduğu kadar büyükler için de önem taşır.
• YÜZEYSEL FLOR UYGULAMASI
Florid sudan veya yediğimiz pek çok gıdadan alınabilecek doğal bir mineraldir. Çok eskiden beri sularındaki florid oranı fazla olan bölgelerde yaşayanların daha az diş çürüğüyle karşılaştığı farkedilmiş ve nedeni araştırıldığında floridin dişin minesini çürüğe dirençli hale getirdiği saptanmıştır. Önceleri şehir sularının optimal dozda floridlenmesi düşünülmüş ve bazı bölgelerde uygulanmış, daha sonra ise birtakım yan etkiler görülerek bu doz azaltılmıştır.
Son dönemlerde ise yüzeysel florid uygulamaları önem kazanmıştır. Annenin hamileliği esnasında aldığı yada 6. aydan itibaren çocuğa verilen flor tabletlerinin etkisi beklenilen pozitif etkiyi sağlamamıştır. Mineyi oluşturan kristal yapı, yüzeye uygulanan floridin etkisiyle aside daha dirençli hale gelmektedir. Böylece daha zor pürüzlenmekte ve çürüğün oluşması zorlaşmaktadır.
Yüzeysel florid uygulamaları 3 yaşından itibaren başlanabilen ve her 6 ayda bir tekrarlanması gereken basit, acısız bir işlemdir. Birkaç dakika süren bu uygulama sonrasında çocuğun dişlerinin yüzeyinde depolanan florid, dişleri çok daha sağlıklı ve güçlü hale getirecektir.
• FİSSÜR SEALENT
Dişlerin çiğneyici yüzeyleri girintili çıkıntılıdır. Bu girinti ve çıkıntılar pit ve fissürler olarak adlandırılır. Bu bölgeler oldukça dardır ve gıdaların sıkışı temizlenememesi nedeniyle genellikle çürüklerin başladığı yerlerdir. Bu bölgelerdeki gıda ve mikroorganizma birikimini ve buna bağlı olarak çürüğü önlemek amacıyla özel akıcı bir dolgu malzemesi kullanılır.
Öncelikle bu bölge tam olarak temizlenir ve fissur sealant dediğimiz akıcı dolgu bu bölgeye uygulanır. Işık ile sertleştirilir ve fazlalıkları düzeltilerek cilalanır. Bu işlem sayesinde tüm çürüklerin yaklaşık %70 ini oluşturan çiğneyici yüzey çürüklerinden korunmak mümkün olur. Normal şartlarda uzun yıllar kullanılabilmekle birlikte özellikle buz çiğneme yada diş gıcırdatma gibi alışkanlıkları olanlarda sık sık kontrol edilmeleri gerekmektedir.
Bu uygulamanın yapılması için en uygun zaman, çocuğun kalıcı dişlerinin çıkmasının tamamlandığı zamandır. Genellikle altı yaşlarında çocukların kalıcı dişleri tamamlanır ve fissür sealent uygulaması için uygun zaman yakalanır. Önemli bir nokta kalıcı dişler sürmeye başladıktan kısa bir süre sonra yaptırmanın (1-2 sene içinde) dahaolumlu sonuçlar çıkardığı gözlemlenmiştir. Çünkü süre uzadıkça çürük oluşma ihtimali artar ve fissur sealant yerine dolgu yapmak gerekebilir.
Fissür Sealent Nasıl Uygulanır?
Sealent uygulamadan önce, dişlerin temizlenmesi çok önemlidir. Bu amaçla özel bir solüsyonla dişleriniz hekiminiz tarafından fırçalanır, temizlenir ve kurutulur.
Dişin en üstünde bulunan mine tabakası bir jel yardımı ile pürüzlendirilir ve yapıştırıcı (bonding) sürülür, ışık ile sertleştirildikten sonra füssür sealentin bir fırça yardımı ile girintileri doldurması sağlanır, tekrar ışıkla sertleştirilir. Yükseklik olup olmadığı kontrol edilip üzerine koruyucu cilası sürülür. Çok basit, ucuz. Acısız ve etkin bir koruyucu türüdür.
• YER TUTUCU
Süt dişlerinin çürümesi, kırılması veya darbe sonucu fırlama gibi nedenlerden dolayı oluşan boşluğa yer tutucu takılır. Yer tutucular, gelen kalıcı diş hazır olup sürene kadar, yandaki dişlerin eğilerek, dönerek kaybedilmiş süt dişinin boşluğu doldurmalarını önler. Yer tutucu konulmadığı durumlarda boşluğun karşı çenesinde bulunan diş uzamaya bile başlayabilir.
Eğer erken süt dişi çekiminden sonra gelişim kendi haline bırakılırsa meydana gelen bu haraketler gelecek sürekli dişe yer kalmamasına sebep olacaktır. Böylece kalıcı diş ya hiç süremeyecek yada normal yerinin dışında gelişecektir.
Sabit yer tutucu:
Yer tutucunun bakımı ve korunması :
• Yapışkan gıdalardan ve çiklet çiğnemekten kaçınınız.
• Diliniz yada parmaklarınızla yer tutucuyu itip bükmeye çalışmayınız.
• Düzenli fırçalama ve ip kullanımı ile yer tutucuyu temiz tutunuz.
• 6 ayda bir mutlaka kontrole getiriniz.
Diş etleriniz yeterince sağlıklı mı?
Diş etleriniz;
• Portakal kabuğu görüntüsünde ve açık pembe renkli ise,
• Dişlerinizi köklerin başlangıç kısımlarından itibaren çevreleyen ve diş hatları boyunca devam eden bir dişeti sınırınız varsa,
• Kırmızılık, şişkinlik ya da enfeksiyon şikayetleriniz yoksa,
• Normal fırçalama ve ip kullanımıyla kanama meydana gelmiyorsa,
• Diş etlerinde fırçalama sonrası herhangi bir ağrı oluşmuyorsa,
• Dişlerinizi sıkı tutan, güçlü görüntüye sahip diş etleriniz varsa,
diş etlerinizde problem bulunmamaktadır.
• Dişleriniz kendiliğinden ya da fırçalarken kanıyorsa,
• Dişetlerinde kırmızılık, şişlik ve düzensiz bir görünüm varsa,
• Dişetlerinde çekilme ve açığa çıkan kök yüzeyleri tespit ettiyseniz,
• Dişetlerinizde zaman zaman ağrı, etlere bastırılınca hafif ağrı, dişetinden sızan iltihap veya o bölgedeki dişte hassasiyet hissediyorsanız,
• Dişeti kenarlarında diş taşları nedeniyle oluşan siyah alanlar görüyorsanız,
• Dişlerde sallanma, uzama ve dişler arasında açılmalar dikkatinizi çektiyse,
• İltihaba bağlı ağızda koku ve kötü tat duyuyorsanız,
• Dişetlerinizde kaşınma, karıncalanma hissi duyuyorsanız,
Diş etleriniz sağlıksız demektir.
DİŞ ETİ HASTALIKLARI SEBEPLERİ:
Dişeti hastalıklarının temel nedeni bakteri plağı adı verilen, diş yüzeylerini saran, yapışkan saydam tabakadır. Dişinizin üzerini kazıdığınızda plağı fark edebilirsiniz. Bakteri plaklarının bir miligramı yaklaşık 500 milyon bakteri barındırmaktadır. Ancak diş eti hastalıklarının tek nedeni bakteri plağı değildir.
• SİGARA Kanser, akciğer, kalp hastalıkları gibi bir çok önemli rahatsızlıklara davetiye çıkaran sigara dişlerimiz için de önemli bir tehlikedir. Diş etleri bakımından incelendiğinde sigara ağız içi mukozasına zarar vererek dişetlerinin yumuşamasına ve dişeti hastalıklarının gelişmesine neden olur.
• İLAÇ KULLANIMI Doğum kontrol hapları, anti-depresanlar, kalp ilaçları ağız sağlığınıza önemli etkiler yapan ilaçlardandır. Bu ilaçları kullanan kişilerin ağız ve diş sağlığı konusunda sık sık hekim kontrolünde bulunmaları gerekmektedir.
• HORMONAL DEĞİŞİMLER Hamilelik, puberte, menapoz, mensturasyon gibi hormonal değişikliklerin yoğun olduğu dönemlerde diş etleriniz bu daha hassas hale gelir. Bu gibi hormonal değişim dönemlerinde diş etlerinin daha hijyenik tutulması gerekmektedir.
• STRES Büyüyen şehirler, zorlaşan yaşam tarzı ile birlikte çağın tedavi edilemeyen rahatsızlarından birisi haline gelen stres, ağız ve diş sağlığı bakımından da negatif etkiye sahiptir. Vücudun kolay enfekte olur hale gelmesine neden olan stresten uzak durmak, sadece dişleriniz için değil, vücudunuz için olumlu bir yaklaşım olacaktır.
• GENETİK FAKTÖRLER Ailenin genlerinde bulunan bir diş problemi kodlaması, genetik olarak nesillere aktarılabilir. Bu durumda, kişi ağız ve diş bakımını en ufak şekilde bile ihmal etse enfeksiyon durumu söz konusu olur. Bu nedenle aile fertlerinde önceden diş problemleri yaşamış kişiler varsa, daha sık dişçiye gitmek doğru olacaktır.
• DİŞ SIKMAK - DİŞ GICIRDATMAK Diş ve dişeti arasındaki bağ kuvvetlerinin zayfılamasına neden olarak, periodontal dokunun zarar görmesine neden olurlar. Diş etlerindeki çekilmenin bir sebebi de diş sıkmaktır. Mutlaka gece plağı takılarak bu sıkmanın durdurulması gerekir.
• DİABET - ŞEKER HASTALIĞI Diabet hastaları periodontal (diş eti) enfeksiyon açısından yüksek risk grubuna girerler. Mutlaka rutin diş eti kontrollerini bir diş eti uzmanına (periodontolog) yaptırmaları gerekmektedir. Ayrıca diğer kişilere nazaran ağız hijyenlerine daha fazla hassasiyet göstermelidirler.
• DENGESİZ BESLENME Diş ve diş etlerinin sağlığı dışında, vücudumuzun her organı için önemli bir faktör beslenmedir. Dengesiz veya yanlış beslenmenin sonucu zayıf düşen vücudumuz, diş etlerinin de zarar görmesine neden olabilir.
• KÖTÜ YAPILMIŞ KURON KÖPRÜ VE DOLGULAR Dişetine basan ve taşkın yapılmış dolgu, kuron ve köprüler dişetlerinde problem oluşturur.
TEDAVİ:
Dişeti hastalığının tedavisi sürecinin başında, diş ile dişeti arasında meydana gelen cep derinliklerinin ölçülmesi gereklidir. Teşhis, ölçüm işleminden sonra cebin derinliği ve miktarı göz önünde bulundurularak konulmaktadır. Derin cepler dişeti hastalığının ilerlemesini hızlandıracağı için, yapılacak olan tedavide amaç öncelikle derin ceplerin mümkün olduğunca sığlaştırılmasıdır. Derin ceplerin içine yerleşen mikroorganizmaların fırçalama veya diş ipi kullanımı ile tamamıyla temizlenmesi mümkün değildir.
Dişeti hastalığının seviyesine göre uygulanacak tedavi aşağıdaki plan içersinde yürütülmektedir;
• DİŞ TAŞI TEMİZLİĞİNİ ARTIRMAK: Ağız ve diş sağlığınız için genel temizlik ve kontroller altı ayda bir yapılırken, periodontal hastalığı olan veya buna eğilimli kişilerde, hekimin talimatları doğrultusunda daha kısa olacak periyotlarda temizlik yapılmalıdır. Ceplere yerleşen plağın içindeki mikroorganizmalar üç - dört aylık bir süreçte çoğalarak, kemiğe zarar verebilecek sayılara ulaşır. Sık diştaşı temizliği yaptırmak bu birikimi önleyerek kemiğin zarar görmesini önler.
• KÖK YÜZEYİ DÜZLEŞTİRİLMESİ Halk arasında küretaj olarak bilinen kök yüzeyi düzleştirilmesi, kök yüzeyine tutunmuş olan eklentileri özel küretler yardımıyla kazıyarak, yüzeyden uzaklaştırma ve sağlıklı kök yüzeyini açığa çıkartarak dişetinin tekrar kök yüzeyine yapışmasını sağlama işlemidir.
• GİNGİVEKTOMİ VE GİNGİVOPLASTİ İlaca bağlı ya da kalıtsal olarak dişeti büyümelerinin de oluştuğu gözlenmiştir. Bu dişeti büyümelerine kemik erimesi eşlik etmiyorsa ya da kemik oluşturulmasını gerektiren derinlikte etkiler mevcut değilse dişeti büyümelerini, dişle dişeti arasındaki yumuşak doku duvarını keserek çıkartabiliriz. Bu işleme Gingivektomi denir. Bu işlemden sonra genellikle dişetini cerrahi yöntemlerle düzelterek normal fizyonomisini geri kazandırmak için ise Gingivoplasti işlemi uygulanır.
ESTETİK DİŞ ETİ UYGULAMALARI:
Dişetleri sağlıklı bir gülümseme için kaçınılmaz bir unsurdur. Dişleriniz ne kadar sağlıklı olursa olsun, düzgün bir dişeti çevrelemesine sahip değilseniz, çevrenize o etkileyici gülümsemeyi vermeniz zordur.
• Sağlıksız diş etleri: Dişetlerinize estetik uygulamadan önce, dişetlerinizin sağlıklı olması önemlidir. Periodontal hastalık nedeni ile diş etlerinin kırmızı, şiş ve parlak olmaları durumunda öncelikle dişeti tedavisi süreci uygulanır.
• Sağlıklı Gülümseme: Gülümsediklerinde diş etleri fazla gözüken vakalarda herhangi bir estetik diş hekimliği işlemi yapılacak olsa da olmasa da yapılacak küçük bir operasyon ile diş eti fazlalıkları uzaklaştırılarak daha hoş bir gülümseme elde edilebilir.
• Dişeti çekilmesi: Dişeti çekilmesi sonucu bazı dişler çok uzun gözükebilmektedir. Bu dişlerde kök yüzeyleri açığa çıkmıştır. Bu gibi durumlarda, öncelikle dişeti tedavisi yapılarak bu açıklıklar yumuşak doku greftleri ile kapatılmalıdır.
• Düzensiz dişeti sınırları: Dişleri çerçeveleyen dişetleri bazı dişlerde, diş eti çekilmesi, sürme bozukluğu ve diş kaybı gibi nedenlerden dolayı çok yukarda ya da çok aşağıda olabilir. Estetik uygulamasından önce dişeti şekilleri ideale getirilmelidir.
PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ (DİŞ PROTEZLERİ)
Metal Desteksiz - Zirkonyum Restorasyonlar
Diş renginde kaplamalarla ilk tanışma akrilik kaplamalarla oldu bunlar plastik materyallerdi.
Düşüyor, ağızda renkleniyor ve zamanla kötü kokuyordu.
Daha sonra metal destekli porselenler geliştirildi. Metal destekli porselen dişin üzerine ince metal bir kaplama ve bu alt yapı metalin tamamen porselenle kaplanması şeklinde hazırlanır. Diş rengindedir ve çok dayanıklıdır.
Full porselenlerde herhangi bir altyapı kullanılmıyor kaplamanın her tarafı porselenden oluşuyor.
Zirkonyum sistemlerde ise aynen metal destekli porselenlerde olduğu gibi dişin üzerine oturan bir altyapı var ve bu zirkonyum altyapı tamamen porselenle kapatılıyor.
Metal destekli sistemden farkı zirkonyum diş renginde dolayısıyla porselenin altında siyah bir metal bulunmuyor.
Laminate Porselen (Yaprak Porselen)
Dişlerin ön yüzlerine yapışan porselen yapraklardır. Yapılabilecek en konservatif (koruyucu) tedavilerden biridir.
Bu, veneerlerin yapılabilmesi için dişten kaldırılan dokunun çok az olmasından kaynaklanır. Ortalama 0,3-0,7 mm diş dokusu uzaklaştırmak yeterlidir. Daha sonra veneerler istenen renk ve formda hazırlanır ve yapıştırılır. Çok ince olmaları ve metal içermemeleri sebebi ile estetik olarak çok başarılıdır.
Laminate veneerler ışığın geçmesine imkan tanıyarak, uygulandığı dişlerin tamamen gerçek gibi görünmesini sağlayan benzersiz bir kabiliyete sahiptir.
Bu özelliği ile flaş ve disko ışıklarında bile gerçek diş gibi görünür.
Laminaların ışık geçirgenliği kullanılan porselene ve yapım tekniğine göre değişir.
Tedavi süreci çok kısadır.
İlk muayenede dişler daha kesilmeden hastadan bir ölçü alınır.
Bu model ile laboratuarda özel bir malzemeden mock-up (prova çalışması) uygulaması yapılır.
Doktor ve hasta 3 boyutlu bu model üzerinde fikir birliğine varma şansını yakalar.
Böylece dişleriniz daha kesilmeden nasıl olacağınızı 3 boyutlu olarak görme şansınız olur.
Daha sonra dişler kısa ve acısız bir işlem ile hazırlanır, ölçü alınır.
Sizin ve hekiminizin birlikte karar verdiği form ve uzunlukta yapılmış plastik geçici veneerler yapıştırılır.
Bunlar porselen veneerler gelene kadar dişlerinizi korumak açısından da önemlidir.
Aynı zamanda bu geçiciler gerekli düzeltmeler için ikinci bir 3 boyutlu model görevini görür.
Dişlerin yüz ile uyumu kontrol edilir, gerekli aşındırma ve ilaveler ile yüze uygun ideal gülüş tespit edilir. Laboratuarda bu modele göre porselen veneerler hazırlanır ve özel bir uygulamayla yapıştırılır.
Porselen veneerler çok ince olmalarına rağmen yapıştırıldıklarında kırılmaya karşı çok dayanıklıdır.
Özel bir yöntemle (bonding rezin) yapıştırma işlemi gerçekleşir ve yapıştıktan sonra laminate veneeri dişten ayırmak mümkün değildir. Ancak doğal diş gibi aşındırarak uzaklaştırılabilirler
Laminateler dişte çok az hazırlık gerektirmesi, sigara çay kahve gibi maddelerle boyanmamaları ve ışık geçirme özelliklerinin doğal dişe çok yakın olması nedeniyle, günümüzde uygulanan en ideal estetik tedavi metotlarından biri olmuştur.
LAMİNATE VENEER KİMLERE UYGULANABİLİR?
• Ön dişlerinde kırık olanlarda
• Dişler arasında seviye ve renk farkı olanlarda
• Dişlerinin üst yüzeyi aşınmış olanlarda
• Ön dişlerinde büyük dolgu ve koyu renkli dişleri olanlarda
• Dişlerinin renginden memnun olmayanlarda (Tetrasiklin renkleşmesi vb)
• Çapraşık dişlerde, hasta Ortodontik tedavi istemiyorsa
• Dişleri aralık olanlarda
• Dişlerinin şeklinden memnun olmayanlarda (Uzun, kısa, küçük vb)
• Güldüğünde dişeti çok görünen kişilere
• Geniş bir -U- şeklindeki gülme hattının kazandırılmasında ve bu sayede enerjik ve doğal güzelliğin sağlanmasında
LAMINATE VENEER'İN AVANTAJLARI NELERDİR?
• Yapılabilecek en konservatif (koruyucu) tedavilerden biridir. Bu, veneerlerin yapılabilmesi için dişten kaldırılacak dokunun çok az olmasından kaynaklanır. Sadece dişin ön yüzeyinden ortalama 0,3-0,7 mm madde kaldırılır. Böylece hiç bir dişin kesilmesine(küçültülmesine) gerek kalmaz.
• Tedavi süresi kısadır. 2 ya da 3 randevuda yepyeni bir gülüşe kavuşursunuz.
• Size özel hazırlanacak olan model ile dişleriniz daha kesilmeden 3 boyutlu olarak kendi ağzınızda nasıl bir görüntüye sahip olacağınızı görebilirsiniz.
• Doğru endikasyon, doğru teknik ve iyi bir gülüş dizaynı ile yapıldığında diğer insanlar tarafından hemen fark edilemeyecek kadar kişinin yüzüyle bütünleşmiş dişlerdir.
• Işık geçirme özelliği olduğu için doğal dişten ayırmak mümkün değildir. Bir laminate veneer ne kadar çok ışık geçirme özelliğine sahipse o kadar daha doğal sonuç elde edilir.
• Çok iyi cilalanmış porselen yüzeyi, diş taşı oluşumlarını en aza indirir.
• Kahve, çay, sigara gibi dış etkenlerle renk değiştirmez.
• Materyal olarak oldukça kırılgandır. Fakat, mineye tam olarak yapıştırıldığında, germe ve çekme kuvvetlerine karşı direnci çok yükselir. Sözgelimi, yapışmış bir veneer'i dişten bütün olarak sökmek mümkün değildir. Ancak elmas frezlerle diş yüzeyinden aşındırarak uzaklaştırılabilir.
• Aşınmaya karşı direnci yüksektir.
SEDASYON NEDİR?
Sedasyon sedatif ilaçlar kullanılarak yapılan ve hastanın reflekslerinin korunduğu, derinliği ve süresi ayarlanabilen uyku halidir... Sedasyon uygulanmış hastanın bilinci açık olup, müdahale süresince komut alıp söylenenleri yapabilmektedir...
"Sedasyonla diş tedavisi güvenli midir?"
Sedasyonla (uyutularak) yapılan diş tedavileri sadece ameliyathanesi, genel anestezi uzmanı, anestezi teknisyeni bulunan ve fiziki ve teknik anlamda tam donanımlı Ağız ve Diş Sağlığı Merkezlerinde yapılabilmektedir.
Sedasyonla diş tedavisi ameliyathane ortamında genel anestezi uzmanı ve uzman hekimler tarafından yapıldığı sürece oldukça güvenlidir.
Muayenehane, dişkliniği ve diş polikliniklerinin Ağız ve Diş Sağlığı Merkezlerinde bulunması zorunlu olan fiziki ve teknik donanım ve uzman ekibe (ameliyathane, genel anestezi ünitesi, genel anestezi uzmanı, anestezi teknisyeni vb.) sahip olmadıkları için yeterince güvenli olamayacağı gerekçesiyle sedasyonla diş tedavisi yapma yetkileri yoktur.
Genel Anestezi & Sedasyon
5 yaşından küçük çocuklara
İleri derecede korkusu olan hastalara
Zihinsel engelli hastalara
Lokal anestezi ile tek seansta yapılamayacak birden fazla cerrahi işlem yapılacak hastalara yapılabilir.
Sedasyon kullanılan ilaçlar da anestezi ilaçlarıdır. Ancak genel anesteziye (narkoz) kıyasla hem dozları düşüktür hem de kullanılan ilaç sayısı azdır. Sedasyonda kullanılan ilaçların dozu çocuğunuzun ihtiyacına göre belirlenir. Sedasyondaki uyku düzeyi genel anestezideki kadar derin değildir. Çocuğu hafif bir uyku durumunda tutmak diş tedavisi için çoğu kez yeterlidir. Sedasyonu narkozdan ayıran diğer özellik işlem süresince çocuğun kendi solunumunun devam etmesidir.Yaşamsal fonksiyonlarda bir değişiklik olmaksızın, geçici bilinç kaybı ve refleks aktivitede azalma hali genel anestezi olarak adlandırılmaktadır. Genel anestezi uygulaması; bilinç kaybına yol açarak, hastanın ameliyat sırasındaki farkındalığını önler, ağrıyı ortadan kaldırarak hastaya ameliyat sırasında konfor sağlar ve refleks aktiviteyi baskılayıp kas gevşemesi sağlayarak cerrahi müdahalenin yapılmasını kolaylaştırır.
Genel anestezi halkımız tarafından narkoz olarak bilinir.Anestezi sonlandığında narkoz etkileri tamamen geriye döner ve kalkar. Ailesel narkoz ilaçlarına karşı duyarlılık olanlarda farklı bir ilaç yada yöntem seçilir.
Merkezimizde tam teşekkülü ameliyathanemiz mevcut olup, genel anestezi uzmanımız ve uzman hekimlerimizce genel anesteziyle ve sedasyonla diş tedavinizi gerçekleştirmekteyiz.
Endodonti dişlerde bulunan kök kanallarının tedavisi ile uğraşan bir branştır.
Dişin mine ve dentin tabakalarının altında ''pulpa'' olarak adlandırılan dişin canlılığını sağlayan damar ve sinir paketinin bulunduğu bir bölüm vardır.
Dişin kronunda ''pulpa odası'' adını alan bu bölüm diş köklerinin sonuna kadar uzanmaktadır. Pulpanın herhangi bir sebeple iltihaplanması durumunda, dişin sinirinin alınarak, kanalların sterilize edilip ardından doldurulması gerekir.
Kanal tedavisine ihtiyaç duyan hastalarımız genelde spontan yani diş hiçbir etkene maruz kalmadan başlayan ani,şiddetli ağrı şikâyetiyle bize başvururlar.Özellikle gece uykudan uyandıran ağrı da dişin pulpasının iltihaplandığının karakteristik belirtisidir.
Bu tip vakalarda dişin üzerine vurulduğunda (perküsyon) hasta ağrı duyar.
Herhangi bir şekilde ağrıyla belirti vermeyen vakalarda ise diş ölmüştür ve kök ucunda lezyon oluşumu vardır.
Bu tip vakaların teşhisi yüzde şişme veya röntgen alınması sonucu konur.
Kanal tedavisi lokal anestezi altında yapılır ve ağrı duyulmaz. Dişin ağızda görünen kuron kısmından dişin sinir tabakasına (pulpa) açılan bir oyuktan (kavite) dişin çene kemiği içindeki kök kısmına giriş yapılır.Dişin sinirleri kök kısmındaki kanallarda bulunur..
Kanal tedavisi işlemi sinirlerin alınması,kanalların şekillendirilip mikroorganizmalardan arındırılması ve daha sonrasında genişletilmiş kanalların doldurulması işlemidir.
Daha sonra dişin kuron kısmına harabiyetin büyüklüğüne göre restorasyon yapılır ve dişin estetik ve fonksiyonel olarak devamlılığı sağlanır.
Estetik gülüş tasarımı hizmetimizle mükemmel gülüşlere sahip olmak sizin elinizde.
Merkezimize geldiğinizde gülüş tasarımında uzman hekimimiz tarafından fotoğraflarınızı çekiyoruz ve diş ölçülerinizi alıyoruz. Size sunduğumuz alternatif diş formları doğrultusunda arzu ettiğiniz gülüş hakkında fikirlerinizi ve isteklerinizi dinliyoruz.
Aldığımız verilerle dijital ortamda yüz yapınıza uygun, doğal ve estetiğin birleştiği en ideal gülüşü tasarlıyoruz.
Tasarımını yaptığımız gülüşün tedavi sonrasında nasıl görüneceğini fotoğrafınız üzerinde size gösteriyoruz ve istediğiniz değişiklikleri yapıyoruz.
Tasarımın son haline ve ideal diş formuna beraber karar verdikten sonra size özel estetik gülüş tasarımı tedavinizi kısa sürede gerçekleştiriyoruz.
3 boyutlu dijital tarama yöntemiyle kaplama ve dolgu tedavilerinizde büyük rahatlık.
Kliniğimizde uzman hekimlerimiz tarafından dijital ölçü sistemleri yardımıyla yaptığımız ağız içi muayeneler ve video taramalar neticesinde, tedavi sonrası elde edilebilecek en doğru sonucu, tedavi öncesinde size sunuyoruz.
Vereceğiniz karar sonrasında, uygulama aşamasıyla dişlerinizin estetik tasarımını ve tedavisini tamamlıyoruz.
Diş Hekimlerimiz; diş sağlığı ve modern diş tedavileri ile ilgili bilgilendirme videoları ile sizleri bilgilendiriyor. Ağız ve Diş Sağlığınız için özenle hazırlanan bilgilendirme videolarını takip etmenizi öneririz.